İnsanlar hayatı boyunca ektiklerini biçiyorlar.
Ben buna hayatımın her döneminde şahit oldum. Şimdi anlatacaklarım beni hayata dair çok güvensiz biri yaptı. Bu, belki de bana verilen en büyük cezaydı.
1992 senesinde çalıştığım tekstil firmasına iş veren büyük bir firma vardı.
Bu firmadaki ihracat müdürü ile çok iyi anlaşıyorduk.
Hatta daha sonra beni de yanlarına aldılar. Ben de işimde iyi ve çok çalışkandım.
Hırslıydım; çünkü para kazanmam lazımdı. Asla bir ev kadını olmayı da düşünmüyordum.
Bu insan evli ve iki çocuk babasıydı. Ama bu bizim sevgili olmamızı engellemedi. O dürüst, biraz içine kapanık, hayatı işten eve evden işe geçen, bense hayatın tadını çıkarmayı bilen, işimde ilerlemek zorunda olan çılgın; ama dürüst bir kızdım.
(Şimdi hem evli insanla birlikte olup hem de dürüst olunur mu diyeceksiniz. Ama o ayrı bir tartışma konusu olabilir.)